Yeni Üyelikte %10 İndirim. Hemen Üye Olun >

Anasayfa > Herend Blog

Rengarenk bir dünya…

Kategori: Ayın Konusu  |  Tarih: 5 Mayıs 2022


 

Renkler hayatımızın ayrılmaz bir parçası; taşıdıkları enerji ile bizi kendilerine çektikleri gibi duygusal ve fiziksel durumlarımızı tanımlamak için de renkleri kullanıyoruz. Bazı günler dünya kapkara iken bazen her şeyi toz pembe görüyoruz. Öfkelendiğimizde yüzümüzü allar basıyor, hastalanınca sararıp soluyoruz.

Her mevsim kendi rengine bürünüp geldiğinde, yarattığı ruh halinden etkileniyoruz. Baharın yeşiliyle yenilenmeye hazırlanıyor, yazın kırmızı ile içimizi ısıtıyor, sonbaharda sarı-turuncu yapraklarla hüzünlenip, kışın beyazı her şeyin üstünü kapladığında iç dünyalarımıza çekiliyoruz.

Renkler biyolojiden kimyaya, güzel sanatlardan edebiyata kadar pek çok alanda inceleme ve çalışmalara konu olduğu gibi kültürel olarak da derin bir konu. Aynı renk iki farklı kültürde bambaşka şeyleri ifade edebiliyor: Örneğin yeşil gibi iç açıcı bir rengin tüm kültürlerde olumlu anlamları olmasını beklersiniz fakat öyle değil: Yeşil Türkiye’de ilkbahar, gençlik ve yenilenmeyi; Çin'de rezalet ve ihaneti; ABD’de para ve kıskançlığı; İrlanda’da din ve şansı; Kuzey Afrika’da yolsuzluk ve uyuşturucu kültürünü temsil ediyor.

Kırmızı: Çin’de kırmızı, mutluluk ve refahı temsil ediyor. Çinliler bayramlarda ve özel günlerde sevdiklerine kırmızı zarf içinde para ve hediyeler sunuyorlar. Tayland’da haftanın her gününün bir rengi ve kendisine atanmış bir tanrısı var. Kırmızı, Güneş Tanrısı Surya’nın doğduğu gün olan pazar ile ilişkililendiriliyor ve Taylandlılar pazar günleri şans getirmesi için kırmızı giymeyi tercih ediyor. 

Sarı: Pek çoğumuza neşeli ve göz alıcı gelen sarıya Fransızlar olumsuz bir anlam yüklemişler. Fransa’da kıskançlık, ihanet ve zayıflığı temsil ediyor. 10. yüzyılda Fransa’da hainlerin ve suçluların yaşadığı düşünülen evlerin kapıları sarıya boyanırmış. Fakat Japonya’da tam tersi sarı cesaretin, zenginliğin ve inceliğin rengi olarak benimsenmiş. 14. yüzyılda devam eden hanedan savaşları sırasında tüm şövalyeler cesaretlerini göstermek için sarı kasımpatı takıyormuş.

Mavi: İngilizce konuşulan dünyada, Blues müziğinde olduğu gibi mavinin melankoli ve üzüntüye atıfta bulunan bir anlamı var. Öte yandan sakinleştirici etkisiyle dünyanın pek çok ülkesinde hastanelerde kullanılması boşuna değil. Güven, güvenlik ve otoriteyi çağrıştırması nedeniyle de dünyada pek çok banka ve sigorta şirketinin logolarında mavi renk hâkim. Yunanlılar mavinin nazar gibi kötü enerjilerden koruduğuna inanıyor, tıpkı Anadolu’da olduğu gibi.

Yeşil: Doğada en sık görülen yeşil tüm kültürler içinde en popüler renk. Zümrüt Ada adıyla da bilinen İrlanda halkı için yeşil inancı, şansı ve umudu temsil ediyor. İrlanda’nın koruyucu azizlerinden biri kabul edilen Aziz Patrick’in ölüm yıldönümü olan 17 Mart’ta, dünyanın birçok şehri yeşile bürünüyor. İrlanda kültürüne ait bu geleneksel gün, artık neredeyse her yere kutlansa da, büyük bir İrlandalı topluluğunun yaşadığı şehirlerde daha renkli, daha eğlenceli geçiyor. Ortadoğu halkları içinse yeşil gücü, doğurganlığı, bolluğu ve gençliği sembolize ediyor. 

Mor: Yüzyıllar boyunca mor, çok özel bir renk olarak kabul edildi. Doğal yöntemlerle elde edilmesi zor bir renk olduğu için hükümdarların ve varlıklı ailelerin favorisiydi. Ancak, birçok kültürde ölümü ve yası temsil ediyor. Örneğin, Brezilya'da birçok insan mor giysiler giyerek yas tutuyor. İtalya’da da cenaze törenleriyle ilişkilendirildiği için mor kağıda sarılı bir armağan vermek oldukça kaba bir davranış.

Bütün bu kültürel farklara rağmen insanlar olarak göz yapılarımız hemen hemen aynı. Retina, göz küresinin arka tarafında yer alan ışığa duyarlı bir doku. Çubuk ve konileri olan farklı hücrelerden oluşuyor. Bunlar ışığa duyarlı hücreler. Koniler, renkleri görmemizi sağlıyor; buna kromatik görme deniyor. Işığa nasıl tepki verdiklerine bağlı olarak farklı koni türleri mevcut. İnsan nüfusunun çoğunda bu konilerin üç türü bulunuyor. Her biri farklı bant genişliği ile ışığa tepki veriyor. Daha sonra bilgi optik sinir yoluyla serebral kortekse ulaşıyor. Bu nedenle, çoğu insan trikromatik görüşe sahip. Bir tür koni kırmızı ışığı, başka bir tür mavi ışığı ve üçüncü bir tür yeşil ışığı algılıyor. Bu sayede -normal bir göz yapısına sahipsek- 1 milyona yakın rengi görebiliyoruz.

Biraz kültürel, biraz da bilimsel bilgileri derleyerek oluşturduğumuz bu yazının sonunda hatırlatmak isteriz ki başkaları için ne anlam ifade ederse etsin her renk sizin iç dünyanızdan bir şeylerin yansımasıdır, belki de bu nedenle ne kadar klişe de olsa “zevkler ve renkler tartışılmaz” deyişi çok anlamlı.

Kaynak: Herend Herald Sayı: 56

https://herend.com/data/documents/1/2021/6/10/2331/hh56_eng%202.pdf