Kategori: Haberler | Tarih: 12 Temmuz 2016
1980’li yılları hatırlayanlar iyi bilir. Güneşten gelen zararlı ışınları süzerek zararsız olan ışınların yeryüzüne ulaşmasını sağlayan ozon tabakası kullanılan sprey, deodorant, parfümler ve motorlu araçların egzoz dumanları sonucu zarar görerek delinmeye başladı. Ozon tabakasının delinmesi insanlar için felaketin başlangıcı olarak adlandırılabilir. Dünyamız tehlike altında kalarak, zaman içerisinde mevsimler, bitki örtüleri, küresel ısınma, sıcaklık ve soğukluk üzerinde değişiklik görüldü.
Ozon tabakasını incelten maddelerin kullanımının ve üretiminin kontrol altına alınmasını sağlama amaçlı olan Ozon Tabakasını İncelten Maddeler İlişkin Montreal Protokolü ise 196 ülkenin olumlu katılımıyla Eylül 1987’de kabul edildi.
Protokolü onayan ülkelerin de hızlıca harekete geçmesi sonucu tehlikenin boyutu ve büyüme sürecinde frene basıldı ve işte bu protokolün kabulünden yaklaşık 30 sene sonra nihayet çalışmalar sonuç vermiş olup, ozon tabakasındaki deliğin kapanmaya başlandığı tespit edildi ve hatta kanıtlandı.
Ozon tabakasını araştıran ekipten Susan Solomon’un Science dergisinde yayınlanan haberine göre çevrecilerin, bilim adamlarının ve ülke yöneticilerinin birlik içerisinde hareket ettiği genel sorunun Eylül 2000 tarihinden bu yana iyileşme gösterdiği artık kantılar ile belirtilmekte.
Montreal Protokolü olmasaydı Antarktika üzerindeki deliğin günümüzde %40 oranında büyüme katedeceğini de belirten bilim adamları Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin diğer bölgelere oranla daha fazla tehdit altına olacağını belirtmekte.
Sözkonusu deliğin tamamen kapanması için onlarca yıl geçmesi gerektiğinden alınan önlemlerin devam ettiği ve incelemelerin aralıksız sürdürüleceği belirtilmekte. Ancak sevindirici haber yavaş da olsa ozon tabakamızın iyileşmeye başlamış olması.
Kaynak:Turizm Global